Warning: Trying to access array offset on value of type null in /var/www/vhosts/dogalyasamlar.com/httpdocs/wp-content/themes/goodnews5/framework/functions/posts_share.php on line 66
Warning: Trying to access array offset on value of type null in /var/www/vhosts/dogalyasamlar.com/httpdocs/wp-content/themes/goodnews5/framework/functions/posts_share.php on line 82
Sabuna her dokunduğunuzda ne gibi etkilere maruz kaldığınızın farkında mısınız?
Sizce sabun zararlı mı?
Bu sorunun cevabını bir düşünün isterim…
Ama ‘sabun sabundur işte’ deyip geçmeyin!
Çünkü şimdiki sabunlar o bildiğiniz sabunlardan değil… Sabunun zararları hakkındaki bu yazımı okuduğunuzda günde defalarca kez temas halinde bulunduğunuz sabunun cilde ve sağlığa zararları konusunda epey bir fikir sahibi olacaksınız.
Sıvı sabun zararları mı? Katı sabun zararları mı ? Yoksa antibakteriyel sabun zararları mı? Hangi sabunu kullanmanın zararları daha fazla?
Sabunun zararları ile ilgili olan sorunun cevabı çok net ve “tek” !
Sıvı sabun zararları ya da katı sabun zararları diye ayırmaya gerek bile yok.
Eğer halihazırda kullanmakta olduğunuz sabun marketlerde satılan endüstriyel sabunlardan herhangi biri ise eğer cevap şu ; kullandığınız sabunların tümü zararlı.
İster sıvı sabun olsun, ister katı sabun, isterse de antibakteriyel sabun olsun..
Biri diğerinden daha iyi değil diyemem ama biri diğerlerinden daha kötü diyebilirim !
Ellerinizi dezenfekte etmek amacıyla evde tüm bireylerin sıklıkla kullanmakta olduğu sabunun zararlarının asıl sebebi şu ; içeriğinde deterjan hammaddesi bulunması !
Banyo lavobasının yanındaki sıvı sabunluğa bulaşık deterjanı koyar mısınız?
Peki ya o sıvı sabunluğun içine sıvı çamaşır deterjanı koyar mısınız?
Cevabınızı tahmin etmek güç değil…
Net olarak “hayır” dediğinizi duyar gibiyim…
Ama üzülerek belirtmek durumundayım ki malesef büyük çoğunluğunuz koymuşsunuz bile !
Okuldan eve gelen evladınız, eve girer girmez ellerini detarjanla yıkıyor aslında !
Ve siz o yemekleri tertemiz “deterjanlı” ellerinizle yapmaya devam ediyorsunuz…
Sabun zararları neler? Bu zararların ne olduğunu bilmek mi istiyorsunuz? Öyleyse 1 dakika için kullandığınız sabunun arka etiketinde bulunan “içindekiler” kısmına bakın ve sabunun zararlarını görün.
İçindekiler kısmında en çok bulunan ve sabunu köpürten madde olan “Sodium Laureth Sulfate” veya “CI 77891” yani Titanyum Dioksit veya “Tetrasodium EDTA” var ise eğer zaten olay bitmiş demektir!
Bu ve bunun gibi kimyasal maddeleri içeren sözde sabunların cilde zararları dışında sağlığınıza da ciddi zararları olabilmektedir.
Güncelleme:(27.03.2020)
Özellikle son dönemde korona virüsünden korunmak amacıyla ellerimizi eskisine oranla çok daha sık ve uzun süreli olarak sabunla yıkıyoruz.
Bunun sonucu olarak çoğumuzun elleri kurudu, çatladı. Hatta bu şekilde devam edersek egzama gibi cilt sorunları da yaşanmaya başlayacak gibi duruyor.
Sabunun fazla kullanımı dolayısıyla elimizde oluşan çatlaklar hastalığa açık durum yaratabilir. Kuruluğu gidermek için ise en doğal çözüm hindistan cevizi yağı ile elleri gün içinde sık sık nemlendirmek.
Bu el kuruluğunun önüne geçebilmek için öncelikle yapmamız gereken “doğal yağlardan” oluşan sabunlar kullanmak.
Sabunun içindeki zararlı maddeler neler?
Marketlerde satılan endüstriyel sabunların etiketlerinin fotoğrafları aşağıya ekledim.
Aşağıda göreceğiniz etiket fotoğrafları; sıvı sabun, katı sabun ve antibakteriyel sabunlara ait.
Tüm sabunların etiketlerinde yazan maddelerin ortak kullanılanlarının ne olduğunu, sabunun içindeki maddelerin zararlarını sizlerle paylaştım.
Sizlerde etiket okuma alışkanlığı kazandığınız sürece almış olduğunuz ürünlerin içeriğinde bulunan kimyasal ve zararlı maddelerden kendinizi koruyabilirsiniz.
Sabunun İçindeki Kimyasal Maddeler
Sodium Laureth Sulfate anyonik sürfaktan özelliği taşıyan bir kimyasal olması sebebiyle şampuan, deterjan, diş macunu ve sabunlara nemlendirici, köpürtücü ve yayıcı özellik kazandırır.
Sabunun zararları denilince akla gelen ilk kimyasal maddelerden biri olan SLS’tir.
Sıvı sabunların zararlarının en başlıca sebebi olan SLS köpürtücü etkisi sebebiyle sıvı sabunlarda sudan sonra en çok kullanılan ikinci hammaddedir.
SLS Zararları:
- Göz ile temasta iritan özellikte olup, göz hücreleri tarafından anında emilir.
- SLS oldukça “sert” bir deterjandır.
- Cildimizi fazlaca kurutarak tenimizin pul pul dökülmesine yol açabilir.
- Aynı zamanda cildi kurutarak ciltte iritasyona da yol açabilmektedir.
- Sadece cildi tahriş etmekle kalmaz, aynı zamanda cilt tarafından da emilir.
- Endokrinde östrojen hormonunu taklit ederek üreme sistemini ve cinsel gelişimi engelleyebilir.
- SLS’nin östrojen taklit edici etkileri de kansere sebep olabilir, meme ve yumurtalık kanseri gibi birçok kanserin doğrudan östrojen düzeyleri ile ilişkili olduğu bilinmektedir.
- Hücrelerimiz proteinden yapılır. Proteinler tüm hücrelerde en çok bulunan moleküllerdir. SLS, protein molekülünün yağda ve suda çözünür kısımları arasında kimyasal bir köprü oluşturur. Protein yapısını korumak için gereken hidrofobik kuvvetleri bozar ve moleküller çökerek onu işe yaramaz hale getirir.
- Bu etki genellikle geri dönüşümsüzdür.
- Bunun sonucunda, ilk olarak mevcut proteinler zarar görür ve vücudun ihtiyaç duyduğu iyileşme miktarında artışa yol açar. İkincisi, yeni proteinler zarar görebilir ve hücreler yapım aşamasındayken bozulabilir.
- Bu durum deri kanserinin erken evrelerine yol açabilmektedir.
Kristal halinde suda eriyen tuz.
Sodium Chloride Zararları:
- –
Sabunlarda sıklıkla kullanılan Cocamidopropyl Betaine hammaddesinin Sodium lauryl sülfata göre yüzey aktif özelliği daha zayıftır.
Hindistan cevizi yağından elde edilen, sürfaktan özelliğinde olup şampuan, sıvı sabun ve cilt temizleyicilerinde köpüklendirici ve kıvam arttırıcı olarak kullanılır.
Cocamidopropyl Betaine Zararları:
- Bu maddeye karşı nadiren allerjik kontakt dermatit gelişebilmektedir.
- Deri iltihabına, kuruluğa ve saç derisi irritasyonuna yol açabilir.
Sabunların içeriğinde sıklıkla karşılaşacağınız gliserin sentezlenebilen veya doğal kaynaklardan elde edilebilecek bir alkol bileşiğidir.
Hayvansal veya bitkisel kökenli olabilir.
Sabunlar, diş macunu, tıraş kremi, cilt ve saç bakım ürünleri gibi bazı kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde güvenle kullanılır.
İyi kalitedeki sabunlarda nemlendirici olarak gliserin bulunur.
Gylcerin Zararları:
- –
Glycol Distearate doğal olarak oluşan bir yağ asidi olan stearik asit bazlı bir bileşiktir. Sıvı sabunlara renk ve kıvam vermek için kullanılır.
Glycol Distearate Zararları:
- –
Sabunun zararlarının en başında gelen maddelerden olan parfümler sabunlarda sürfaktanlar ve diğer katkı maddelerinin kötü kokularını gizlemek ve maskelemek için kullanılırlar.
Kullanılan lavanta, çiçek, hanımeli, yaban gülü vb isimlerle adlandırılan kokularda kullanılan kimyasal maddelerin %90’ı petrolden üretilen sentetik maddelerdir.
Parfüm Zararları:
- Bunlar vücudumuza solunum ya da deri yoluyla girerek başta akciğerlerimiz olmak üzere deri, burun, göz ve beynimizi etkilerler.
- Kokuların çoğu solunum sistemi için tahriş edici özelliği olan uçucu organik bileşiklerdir ve astımlı hastalarda öksürük, hırıltılı solunum ve nefes darlığına neden olduğu eskiden beri bilinmektedir.
- Bazı kokular burun tıkanıklığı, sinüzit, öksürük, boğaz ağrısı ve göğüste sıkışma hissi de yaratabilirler.
- Araştırmalar kokuların, kalp, dolaşım ve beynin elektrik aktivitesi üzerine de etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Bunlar baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, uyuşukluk gibi şikayetlerdir.
- Kokuların en çok etkilediği organ derimizdir.
- Kaşıntı, kabartı, egzama bunların başlıcalarıdır.
- Araştırmalar deriden emilen kokuların daha sonra parçalanarak ve başka bileşiklere dönüşerek de etkili olabileceklerini göstermektedir.
Sodium Benzoate (E211) sabunların içinde kullanılan zararlı maddelerden biri olan bir kimyasal koruyucudur, maalesef hazır gıdalarında da çoğunda bulunmaktadır.
Son dönem kozmetiklerde de kullanımı artmıştır.
Sodium Benzoate (E211) Zararları:
- İngiltere Sheffield Üniversitesinin maya hücreleri üzerinde yaptığı araştırmada, bu koruyucu maddenin, hücrelerin “güç istasyonu” olarak tanımlanan mitokondride DNA hasarına yol açtığı tespit edilmiştir.
- En son Coca Cola firması bu maddeyi kullandığı için özür dileyerek kullanımına son vermiştir.
Citric Acid(E331) yani hepimizin bildiği adıyla limon tuzu.
Zayıf, organik bir asittir.
Hemen hemen tüm canlıların bünyesinde bulunur, ancak en yoğun olarak limon ve turunçgillerde görülür.Kullanıldığı yere göre pH dengeleyici, koruyucu, emülgatör, şelalaştırıcı yada su yumuşatıcı görevi görebilir.
Gıda, kozmetik, temizlik, kumaş boyama, fotoğraf alanlarında ve çeşitli endüstriyel süreçlerde uygulamaları vardır.
Genellikle iri taneli tuz şeklinde satılır.
Citric Acid (E331) Zararları:
- Zararsız diye bilinir ama yinede çok yüksek dozlarda zehirlidir.
- İnsan sağlığı ve ekosistem açısından tehdit yaratmaz, ancak gözleri tahriş edebilir.
- Toz halindeyse, solunum yollarını da tahriş edebilir.
- Laboratuvar hayvanlarında çok yüksek dozlarda solunum bozuklukları ve kas spazmlarına yol açmıştır.
CI 42090 mavi renkli kimyasal bir boyadır.
CI 42090 Zararları
- Hiperaktivite
- Deri döküntüleri
- Potansiyel kanserojen: FD&C Blue 1 ve E133 olarak da bilinen CI 42090’ın hayvanlarda kansere neden olabileceğine dair bazı kanıtlar vardır.
Hexyl Cinnamal bir çeşit sentetik koku yani parfüm maddesidir.
Papatya yağında bulunduğu gibi, sentetik olarak da üretilmektedir.
Hexyl Cinnamal Zararları:
- Alerjik reaksiyonlarla ilişkilendirilmiştir.
Katı sabunların zararları neler diye sorulduğunda mutlaka değinilmesi gerekenlerin en başında gelmektedir bu beyazlatıcı ajan olan Titanyum Dioksit yani CI77891.
Oksijenle tepkimeye girmiş titanyum elementidir.
Renklendirici olarak bilinen titanyum dioksit titanyum beyazı olarakta bilinir. Boya ve güneş losyonu üretiminde kullanılır. Çünkü gözle görülebilir ışığı etkin biçimde dağıtır,boya ve kaplamalara beyazlık, parlaklık ve opasite verir.
Gıda sektöründe özellikle şekerleme, şeker, sakız, kabartma tozu, beyaz leblebi gibi beyaz olan bir çok üründe titanyum dioksit kullanılır.
Titanyum dioksit dünyada en geniş çapta kullanılan beyaz pigmenttir.
Yüksek kırılma göstergesine sahiptir. Bu sayede donukluk ve örtme kabiliyeti sağlanır.
Bu özelliği sayesinde yüzey kaplamak için beyaz renk olarak, ürünlerde katmanları ayırmak için ve diş macunlarında beyazlatıcı ajan olarak kullanılır.
Titanyum dioksit fotokataliz yani parçalara ayırma özelliği taşır. Organik parçaları karbondioksit ve suya ayrıştırır, organik maddeleri parçalayarak yok eder.
Titanyum dioksit gıda ve ilaçlarla birlikte solunum ve temas yoluyla vücuda girer, vücut tarafından tanınmadığı ve biyolojik olarak parçalanamadığı için dokularda depolanır. Depolanan bu parçacıklar organik bir maddeyi parçalama ve yok etme özelliğine sahiptirler.
Titanyum Dioksit | CI77891 Zararları:
- Yapılan bazı çalışmalarda titanyum dioksitin DNA’ya, kromozomlara hasar verdiği ve enflamasyona sebep olduğu ortaya çıkmıştır.
- Öte yandan Birleşmiş Milletler’in Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu (IARC) bu maddenin insanlar için muhtemel bir kanserojen olduğunu öne sürmektedir..
Tetrasodium EDTA ağır metallerdeki izleri ve kirleri temizlemeyi kolaylaştırmak için kullanılır.
EDTA biyolojik olarak kolayca ayrışmaz bu nedenle ortama girdiğinde zehirli ağır metalleri çözmekte ve onların besin zincirine girmesine sebep olmaktadır.
Tetrasodium EDTA Zararları:
- Ağır metaller insan sağlığına zararlıdır ve davranışsal, psikolojik ve bilişsel sistemleri olumsuz olarak etkiler.
- Gözde ve deride tahrişe sebep olur.
Sabunların içinde kullanılan zararlı maddelerden biri olan Benzyl Salicylate, bir çeşit parfüm maddesi yani koku maskeleyicidir.
Benzyl Salicylate Zararları:
- Alerji ve kontakt dermatitle ilişkilendirilmiştir.
- Bağışıklık ve endokrin sistemine zarar verebilir.
- Doğada kalıcı olduğuna dair bulgu yoktur ancak ekosistem için zehirli olduğu düşünülmektedir.
Sıvı sabunların zararları ve katı sabunların zararlarından bir diğeri de Butylphenyl Methylpropional Lilial adıyla da bilinen sentetik parfüm maddesidir.
Butylphenyl Methylpropional Zararları:
- Alerji ve kontakt dermatitle ilişkilendirilmiştir.
- Organ sistemi toksisitesi (üreme dışı) bulunmaktadır ve endokrin sistemine zarar verebilir.
Oldukça yakıcı ve reaktif inorganik bir bazdır.
Sodium Hydroxide Zararları:
- Organ sistemi toksisitesi bulunmaktadır.
- Alerji ve deri hastalıklarına sebep olabilir.
- Cilt, göz ve akciğerler için tahriş edicidir.
Linalool zambak kokusunu andıran bir koku giderici ve koku maskeleyicidir.
Linalool Zararları:
- İnsanlarda bağışıklık sistemini tahrip ettiği düşünülmektedir.
- Cilt ve solunum tahriş edici ve hassaslaştırıcı olabilir.
- Sıçanlarla yapılan deneylerde, merkezi sinir sistemini etkileyerek, kas hareketlerini yavaşlatmış veya yok etmiştir.
- Daha yüksek dozda kullanıldığında ise sıçanların ölmelerine sebep olmuştur.
- Tavşanlarla yapılan deneylerde ise, gözü tahriş ettiği tespit edilmiştir.
- Mütasyona yol açabilir.
- Doğada kalıcı olmadığı ve ekosistem için zehirli olmadığı düşünülmektedir.
Sabunların zararlarından bir diğeri de içeriğinde bulunan koku maskeleyici Geraniol maddesidir.
Geraniol Zararları:
- İnsanlarda bağışıklık sistemini tahrip ettiği düşünülmektedir.
- Biyobirikimli olmadığı ve doğadaki kalıcılığının düşük olduğu tahmin edilmektedir.Fare ve sıçanlarla yapılan deneylerde;
- Hayvanın koku duyusunda bozulmalara yol açmış,
- Böbreklere zarar vermiş ve karaciğer ağırlığında değişikliklere neden olmuştur.
Tavşanlarla yapılan deneylerde; - Cilt için yüksek derecede tahriş edici olduğu saptanmıştır.
Katı sabunlarda bulunan Sodium Tallowate donyağı olarakta bilinen bir sabun yağıdır. Bu yağ bitkisel ya da hayvansal kökenli olabilir. Bu yağ eğer hayvansal kaynaklı ise domuzdan elde edilmiş olabilir.
Sabunun zararları konusunda eklemek istediğim bir detay da; antibakteriyel sabunun zararları hakkında…
Sıvı antibakteriyel sabunların içeriğine Triclosan, katı antibakteriyel sabunların içeriğine Triclocarban eklenmekteydi.
Ve bu 2 maddenin zararları da kısaca şunlar;
Triclosan çocuklarda alerjiler ile ilişkilendirilmektedir.
Fareler üzerinde yapılan deneylere göre tiroit hormonunu düşürüp östrojen hormonunu artırarak,hormon seviyelerine müdahale ettiği bilinmektedir.
Triclocarban ise, yine fareler üzerinde yapılan deneye göre erkeklik hormonu seviyesinin artışı ve düşük doğum ağırlıkları ile ilişkilendirilmektedir.
FDA onayı ile antibakteriyel sabunlarda bu maddelerin kullanılması yasaklanmış ancak bu antibakteriyel maddeler, farklı isimlerle de kullanılıyorlarmış.
Yani antibakteriyel sabun etiketlerinde triclosanı ya da triclocarbanı bulmak güç ama bu kullanılmadığı anlamını malesef ki taşımıyor.
Anibakteriyel sıvı sabunun etiketinde yazan uyarı kısmını aşağıda paylaştım ve bu yazanlara dair herhangi bir yorumda bulunmayacağım, yazılanlar oldukça net ev açık !
Bu antibakteriyel sabun ile ellerini yıkayan çocuklarımızı yalnız bırakmamalıymışız !
Çevreye verdiği zararda uyarılarda yerini almış zaten!
Peki sabunun tüm bu zararlarından kendimizi nasıl koruyacağız?
Tabii ki “doğal sabun” kullanarak!
Hani eskiden annelerimizin anlattığı ve saçlarını yıkarken kullandıkları, bulaşık yıkadıkları, çamaşırı çitiledikleri doğal sabunlar var ya!
Ahh keşke bulabilsek onları…
Günümüzde o kadar doğalını uygun fiyata bulmak zor hatta imkansız evet!
Ama yine de özellikle Ege’de doğal sabun üreten butik üreticiler iyi ki varlar.. Kendi zeytinyağları ile yaptıkları tamamen doğal sabun bulmak inanılmaz bir mutluluk sebebi olabiliyor bazen.
Ama şunu çok iyi biliyorum ki doğal sabun pahalı ve evde sıklıkla kullanılan bu sabun özellikle de katı formda olduğu için çabucak eriyip bitiyor. Ve masraf üzerine masraf oluyor!
Biliyorum çünkü bende aynı sıkıntıyı yaşıyorum.
Ben bizim evde yaşanılan bu sorunu şu şekilde azaltmaya çalışıyorum;
- Doğal sabunları rendeleyip sıcak su ile karıştırarak sıvı sabun haline getiriyorum, evet içinde koruyucu madde olmadığı için bakteri riski üreme ihtimali var ama bunu az miktarlarda yapıyorum. Yani sıvı sabunluk içindeki sabunumuz bittikçe yapıyorum diyebilirim. Zaten çok çabuk bittiği için bakteri üremeye fırsat kalmıyor.
- Ayrıca marketlerde satılan köpük sabunlardan alıp, şişenin içindeki endüstriyel, kimyasallarla dolu sabunu boşalttım, alkolle şişesini iyice yıkadım. Kendi yapmış olduğum doğal sıvı sabunu koydum. Böylelikle az sabun ile daha fazla el yıkayabiliyoruz.
- Katı formda kullandığım doğal katı sabunlarımızı da kabak lifinin üzerine koyup kurumasını sağlıyorum. Yani porselen sabunluk delikli dahi olsa sabunları çok çabuk yumuşatıp erittiği için kullanmayı tercih etmiyorum.
El temizliğinde sıklıkla kullandığımız sabunların zararları sonrası peki ya saçlarımızı yıkadığımız şampuanların zararları?
Siz de kullanmakta olduğunuz endüstriyel sabunun zararlarını, bu sabunların deterjan ürünlerinden farksız olmadığını ve o sabunu her köpürttüğünüzde ne gibi zararlarla karşı karşıya kalacağınızı unutmayın ve lütfen önleminizi alın…
Sabun zararlı mı? Sabunun zararları neler? gibi merak ettiğiniz tüm sorularınızın yanıtlarını umarım bu yazımda size verebilmişimdir.
Eklemek istedikleriniz varsa eğer lütfen yorum kısmına sizde fikirlerinizi yazın, bildiklerinizi paylaşın… Böylelikle daha çok insana daha çok yanıt olsun yazdıklarımız…
Warning: Trying to access array offset on value of type null in /var/www/vhosts/dogalyasamlar.com/httpdocs/wp-content/themes/goodnews5/framework/functions/posts_share.php on line 66
Warning: Trying to access array offset on value of type null in /var/www/vhosts/dogalyasamlar.com/httpdocs/wp-content/themes/goodnews5/framework/functions/posts_share.php on line 82